Üzerinde sanki ölü toprağı vardı son dönemlerde tribünlerin. Yaşanan malum kaotik ortamın izlerinden...
Durum kabullenilmiş artık, görülen bu, en azından anlık!
Yüksel Yıldırım merkezli yeni sürecin tribünlerde yeniden yarattığı sinerji ile görebilmek net olarak mümkündü bunu. Ertuğrul Sağlam destekli tabii.
Oyunun coşku kısmını en azından bir “tık” yukarı çıkardı bu detay. Daha ritimliydi takım, daha enerjik ve coşkulu. Belki direkt oyunun gelişimine yönelik değildi bazı şeyler, onun da zamana ihtiyaç duyduğu muhakkak...
Ama kabul etmek gerekirse, bir “El” startını vermiş sanki bu değişim ve dönüşümün.
Beklentinin gerisinde duran başta Gökhan Alsan’da zamanla destek verecektir sürece. Daha fazlası çünkü o...
Hem asist becerisi hem de sahte 9 olarak!..
Değil bu lig, bir üst lig için de yapmışlığı ve bu potansiyeli var zira. Açığa çıkacaktır muhtemelen.
Oyunun ön tarafında çok hareketli bir düzen vardı. Bahattin, Atabey, Guido ve İlyas Kubilay yaptıkları rotasyon ile rakip defansın dengesini ve dikkatini bozmayı bildi.
Oyunun seyir zevkinin artmasının önemli nedenlerinden biri de buydu: Hareketlilik...
Erkam ve Yalçın’lı defans tandemi ve Bahattin ön plandaydı arkadaşlarına nazaran.
Tüm takımın geçmişe nazaran daha vaatkar olduğu gibi...